Rahim ağzı kanseri ileri evrede tespit edilirse hastalığın tedavi edilme talihi düşerken, erken teşhis ise hayat kurtarıyor! Kadın Hastalıkları ve Doğum / Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Engin Çelik, düzenli muayenelerini olan bayanlarda ileri evre rahim ağzı kanserinin neredeyse hiç görülmediğine dikkat çekti ve kelamlarına şöyle devam etti:

“Zira, rahim ağzı kanserinde aşı ve testlerden oluşan 3 sistem hayat kurtarmaktadır. O denli ki bu kanser tipi HPV aşılarıyla önlenebilmekte ve tıpkı vakitte PAP Smear ile HPV testleri sayesinde hücreler kansere dönüşmeden tedavi edilebilmektedir. Münasebetiyle, bayanların 21 yaşından itibaren hiçbir yakınmaları olmasa bile doktor aksini önermedikçe her 3 yılda bir PAP smear (rahim ağzı sürüntüsü) testi ve 30 yaşından sonra her 5 yılda bir Human Papilloma Virüsü taraması yaptırmaları büyük bir kıymet taşımaktadır. Ayrıyeten HPV aşısı da yüzde 90’lara varan aktifliği sayesinde kanseri önleyebilmektedir. En uygun periyot 11-12 yaşları olsa da aşı 9-46 yaş ortasında da tesirli olabilmektedir.”

Vücut virüsü ekseriyetle temizliyor, ancak…

DNA virüsü olan İnsan Papilloma Virüsü’nün (HPV) cilt ve mukozayı enfekte eden 200 kadar farklı tipi mevcut. En sık ciltte siğil yapan HPV tip 1 görülüyor. Bunun dışında, genital bölgede HPV tip 6 ve HPV tip 11’e rastlanıyor. HPV en sık cinsel temas yoluyla bulaşıyor. Çok nadiren öbür bir nedenle geçebiliyor.

Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Engin Çelik, kadınların yüzde 80’inin hayatlarının bir devrinde HPV ile karşılaştıklarını belirterek, “Vücudun savunma sistemi, çoğunlukla 2 yıl içerisinde Human Papilloma Virüsü’nü temizlemektedir.

Ancak kanser yapan Tip 16 – 18 başta olmak üzere birtakım HPV tipleri bağışıklık sisteminden kaçtıktan sonra rahim ağzı hücrelerinin genomunu değiştirerek kansere neden olabilmektedir. Türkiye’de 30 yaş üstü 7 milyon bayana yapılan HPV taramasında, kanser yapan tiplerin yaklaşık yüzde 5 oranında olduğu görülmektedir” diyor.

Erken teşhis kanser oluşumunu önleyebilir

Sigara, bağışıklık sistemini bozan hastalıklar yahut ilaç kullanımı, çok sayıda doğum yapmak, erken yaşlarda cinsel birliktelik yaşamak ve birden fazla cinsel partnerin olması rahim ağzı kanserinin risk faktörlerini oluşturuyor.

Ancak rahim ağzı kanseri nizamlı jinekolojik muayene olmayan ve rahim ağzı kanseri taraması yaptırmayan bayanlarda görülüyor. Çünkü, erken teşhis sayesinde kanser öncüsü lezyonlar cerrahi müdahaleyle alınarak, kanserin oluşumu önlenebiliyor.

En sık görülen 3 belirtisine dikkat!

Human Papilloma Virüsü bulaştıktan sonra kansere ilerlemediği sürece belirti vermiyor. Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Engin Çelik, rahim ağzı kanserinin çoğunlukla HPV enfeksiyonundan yıllar sonra geliştiğini belirterek, “Lezyon oluşan bayanlarda en sık görülen şikayetler ise cinsel alaka sonrası kanama, akıntı ve sistemsiz vajinal kanamadır” diyor.

21 yaşından itibaren PAP Smear testi şart!

Rahim ağzı kanseri taraması, 21 yaşından itibaren, tabip aksini önermedikçe, her 3 yılda bir, jinekolojik muayene sırasında yapılan PAP Smear (rahim ağzı sürüntüsü) testiyle gerçekleştiriliyor. HPV taramasının da ülkemizde 30 yaşından sonra her 5 yılda bir yapılması öneriliyor.

.

Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Engin Çelik, rahim ağzı kanseri taramasında ana amacın rahim ağzı kanserine dönüşebilecek kanser öncülü lezyonların tespit edilmesi olduğunu vurgulayarak, “PAP Smear ve HPV testleri tarama testleri olup, olağandışı tarama testi sonuçları kanser varlığını göstermez.

Tarama testlerinin sonuçları olağan değilse teşhis için rahim ağzının mikroskop gibisi bir aletle büyütülerek incelenmesini içeren kolposkopi süreci yapılmaktadır. Kolposkopik inceleme sonrasında kanser öncülü lezyonlar tespit edilirse tedavi evresine geçilmektedir” diye konuşuyor

Erken evrede ameliyatla tedavi ediliyor!

Rahim ağzı kanserinin tedavisi; hastanın yaşı, çocuk isteği ve hastalığın evresine nazaran planlanıyor. Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Engin Çelik, çok erken evrede tespit edilen ve rahminin korunmasını isteyen bayanlarda rahim ağzının koni biçiminde çıkarılmasının kâfi olabildiğini söylüyor.

Hastalık etraf dokulara yayılmamışsa radikal histerektomi olarak isimlendirilen ve rahmin alınmasını içeren ameliyatın yapıldığını belirten Doç. Dr. Engin Çelik, “İleri evrede ise cerrahi tedaviden fazla kemoterapi ve radyoterapi tedavisi uygulanmaktadır” diyor.