“Dayı 2” ruhu olan bir iş

◊ Daha evvel birlikte çalıştınız mı?

– Ergül Miray Şahin: 10 yıl evvel “Sevda Kuşun Kanadında” isimli projede çalışmıştık. Aslında Uğur abi (Bayraktar) arayınca sevindim. Uğur ağabeyle bir sefer tanışmıştım ondan evvel. Ancak o babacan tutumu hissetmiştim. Gücü çok farklı, çok ağırbaşlı. 10 yıl sonra bu türlü konuşunca tekrar tıpkı kaldığımız yerden devam ediyor üzere hissettik.

– Ufuk Bayraktar: Miray bence Türkiye’nin parmakla gösterilecek bayan oyuncularından biri. Ben de oynarken hissediyordum. Abimin de hem kurgu tarafında hem de art planda uğraşırken çok keyif aldığı birisi Miray. Bir direktör için büyük bir nimet bu hanımefendinin sette olması.

◊ Nasıl bir sinema oldu sizce?

– Ufuk Bayraktar: Çok emek harcandı. Çok da güzel bir şey çıktığını düşünüyoruz. Sahiden bir Uğur Bayraktar lisanı, anlatım lisanı var. Birinci sinemanın üstüne koyarak da yaptı. Kendi şekli olan, kendi anlatım biçimi olan, kendi kitlesini oluşturabilecek yapıda bir direktör işi oldu.

◊ Rolünüz ne sinemada Miray Hanım?

– Ufuk Bayraktar: Filmimizin kraliçesi, prensesi, her şeyi.

– Ergül Miray Şahin: Cesur, bıcır bıcır, gençliğin gücünün tepesinde ve kendi bulunduğu toplumun sisteminin dışına çıkabileceğini idrak etmiş bir kızı canlandırıyorum. “Ben evlenmem, giderim okurum” diyor. Ve büyük bir yürekle kendisine kente atıyor. Sonrasında da yaşadığı makûs öykülerden düzgün beşerlerle karşılaşarak çıkmasını izleyeceğiz. Baştan sona karakterin yaşla değişimini görüyoruz.

◊ Siz de cesaretli musunuzdur?

– Ergül Miray Şahin: Evet cesurumdur. Cesaretli bayan rollerini oynamayı da seviyorum.

BU SEFER DAHA DRAMATİK

◊ Pekala birinci sinemada hangi his daha baskındı, bu sinemada hangisi?

– Ufuk Bayraktar: İkinci sinemada artık, birinci sinemada uğraştığı şeylerin akabinde baht çizgisi onu bir yere getiriyor. Kabadayılık dünyasında belirli bir noktaya geldikten sonra belirli adaletlerin savaşını veren ve bunun için gayret eden bir adam oluyor aslında. Dayı 1’deki değişen adamı daha sertleşmiş, daha hayatın yükünü üstüne toplamış bir halde görüyoruz. Bu sefer dramatik olarak canını acıtan şeyler de daha büyük. Çocuğuyla alakalı sınanıyor mesela.

◊ Siz hayatınızda meselelerle başa çıkarken daha çok hangi hisle hareket edersiniz?

– Ufuk Bayraktar: Olaya nazaran değişiyor. Bazen o denli bir meseleyle karşılaşıyorsun ki kendini sorguluyorsun, kendinde yanılgıyı arıyorsun. Bazen o denli bir meseleyle karşılaşıyorsun, “şükür” deyip geçiyorsun. Duruma bağlı yani.

– Ergül Miray Şahin: Benim için de o denli olabiliyor. Yani nasıl bir sorun olduğu kıymetli. Sorunu kimi vakit çok sakin ve dingin karşılayabiliyorsun. Yanlışsız olan, akılcı olan da o oluyor. Kimi vakit da biraz yükselmek gerekiyor.

◊ “Dayı”nın büyük bir izleyici kitlesi var. Sinema serisi yahut dizi olmasını isteyenler de var. Sizin planlarınızda var mı?

– Ufuk Bayraktar: Buna en hoş yanıtı sinemanın basın toplantısında abim söylemişti, biraz seyirci belirleyecek. Şayet aşikâr bir oranda bizi teşvik edecek karşılığı olursa bir sonraki adım atılır. Fakat 3’üncü sinema mi olur, dizi mi olur vakit gösterecek.

ABİMLE ZIT KARAKTERLERİZ AMA BİRBİRİMİZİ TAMAMLARIZ

◊ Filmin yönetmeni ve senaristi abiniz. İki kardeş birbirinizi tamamlar mıydınız?

– Ufuk Bayraktar: Olağanda biz ağabeyimle çok anlaşamayız. Ben biraz daha düz ve hisleriyle hareket eden bir adamım. O biraz daha kompleks ve akıl çerçevesini daha fazla kullanıyor. O neyin ne olduğunu gösterir, babacan hali vardır. O daha prensiplidir. Zıt karakterleriz bu yüzden birbirimizi tamamlıyoruz.

◊ Bir röportajınızda “Yeteneğinden çok toplumsal medyanızla değerlendiriliyorsunuz” demişsiniz. Bu mevzuda bir problem mı yaşadınız?

– Ergül Miray Şahin: Yaşadım natürel ki. 16 yıldır ben hayatımı oyunculukla geçindiriyorum. Çok âlâ geçen proje görüşmeleri ve oyuncu seçmelerinin akabinde evvel alkışlanıp, sonra yapımcının toplumsal medyama bakıp yetersiz bulduğu için işi alamadığımı biliyorum. O olayı yaşadıktan sonra biraz kendimi bu durumlara uyumlamam gerektiğini anladım.

◊ Asla yapmam dediğiniz bir şey var mı oyunculuk ismine?

– Ufuk Bayraktar: Senaryonun gücüne bağlı. Sonunda gittiği noktada ne ileti verdiğine bağlı. Nereye evrildiğine bağlı. Yapmam diye bir şey yok.

– Ergül Miray Şahin: Senaryonun ikna etmesi lazım. Senin dışındaki bütün o işin elementlerinin ikna etmesi lazım.

– Ufuk Bayraktar: Hatta o denli aksi köşe şeylerde ikna edebilen bir senaryoya denk gelebilirsen muazzam bir şey.