
Berat Kandili’nde oruç tutulur mu? Berat Kandili orucu ne vakit tutulur mu? Perşembe günü idrak edilecek kandil öncesinde bu sorunun karşılığı merak edilip araştırılıyor. Tüm ibadetler üzere Berat Kandili orucuyla ilgili merak edilen sorulara Diyanet’ten cevap geldi. Merak edenler ayrıntıları haberimizde derledik. İşte Berat Kandili orucu ile ilgili merak edilip araştırılan soruların karşılığı…

BERAT KANDİLİ’NDE ORUÇ TURULUR MU?
Berat Kandili orucu hakkında Hz.Ali (R.A.) tan rivayet edilen bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz Buyuruyor ki;
“Şaban ayının yarı gecesinde yani (Berat Gecesi) olduğunda, gündüzünde oruç tutun, gecesini de ibadetle geçirin. ”Çünkü Aziz Allah (c.c), o gece rahmetiyle gökyüzüne iner ve şöyle buyurur; “Günahının affını isteyen yok mu? Affedeyim, rızkının artmasını isteyen yok mu? Bol rızık vereyim, bir sıkıntıya düçar olan yok mu? Afiyet vereyim. Yok mu şunu isteyen, yok mu bunu isteyen diye bu ilahi ses tan yeri ağarıncaya kadar devam eder, buyuruyor.

Kandil gecesini gönül uyanıklığı ile ihya edebilmiş olmak için; gündüzünde oruç tutulmalı, gecesinde cemaatle namaz kılınmalı, vaaz ve mevlid-i şerif dinlenmeli, topluca dua edilmeli, tevbe edilmeli, kaza ve beyhude namazlar kılınmalı, büyüklere hürmet ve küçüklere sevgi izhar edilmeli, küsler barışmalı, dargınlar kucaklaşmalıdır. Yoksul-yetim ve muhtaçlar sevindirilmeli, eş, dost ve uzaktaki akrabalarla tebrikleşilmelidir.

BERAT KANDİLİ ORUCU NE VAKİT TUTULUR?
Berat Kandili orucu rivayetlere nazaran kandil gecesinin gündüzünde, yani 13 Şubat’ta tutulur. Yani rivayetlere nazaran oruç kandil idrak edildikten sora doğan günde tutulur.

BERAT KANDİLİ’NDE HANGİ İBADETLER YAPILIR?
Müslümanlar, bu geceyi ibadetle geçirmenin pek çok sevabı ve feyzi olduğuna inanır. Bu mevzuda İslam Peygamberi Muhammed’in bir hadisi vardır:
“Şaban ayının on beşinci gecesi olduğu vakit, gecesinde ibadete kalkın. Ve o gecenin gündüzünde (kandilden sonraki gün) oruç tutunuz. Zira o gece güneş batınca Allah-u Teâlâ, o andan fecir oluncaya kadar: “Benden mağfiret dileyen yok mu, onu mağfiret edeyim. Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım. (Bir belâ ile) müptelâ olan yok mu, ona kurtuluş vereyim.” buyurur. (İbn Mâce)