‘Amour (aşk) Fransızcanın en güzel kelimesi’
Avignon’lu bir ailenin 14 çocuğunun en büyüğü Mireille Mathieu. Büyüdüğü ahşap meskenin çatısından yağmur suları sızıyor, kapısı ve penceresi rüzgâra karşı koyamıyordu. 15 yaşındayken ailesiyle devletin verdiği konuta yerleştiklerinde birinci defa banyosu olan bir konut görmüştü. Banyo yaptığı o günü “Hayatımın en hoş günüydü” diyerek hatırlıyor. O devir yaşadıklarını hayatı boyunca unutmadı, dünya çapında üne kavuşsa da daima mütevazı bir sanatçı olarak ömrünü sürdürdü.
Mathieu’nun müzik mesleği okulda dikiş dersleri sırasında arkadaşlarının istediğini kıramayıp Édith Piaf’ın ‘La vie en rose’ müziğini söylemesiyle başladı. Piaf’ın sesini birinci kere radyoda duyup büyülenmişti. Piaf, Fransızların ‘Kaldırım Serçesi’ydi. Mathieu ise ‘Avignon’un Serçesi’ olarak anıldı daima. 1,50 bo-
yundaki bu iki bayan devasa sesleriyle milyonların kalbini kazandı.
Albümleri 190 milyondan fazla satan, ‘La Paloma adieu’ ve ‘Une histoire d’amour’ üzere müzikleriyle tanınan 78 yaşındaki Mathieu 20 Şubat’ta İstanbul Volkswagen Arena’da, 22 Şubat’ta Ankara Congresium’da mesleğinin son turnesi kapsamında konser verecek. Yaşayan efsane Avignon’daki konutundan sorularımızı yanıtladı.
60 yıllık bir müzik mesleği. Geriye dönüp baktığınızda ne hissediyorsunuz? Pişmanlıklarınız var mı?
1965 yılında Fransız televizyonundaki yetenek müsabakasına katıldığımda başıma gelecekleri asla hayal edemezdim. Süreç bir anda başlayıp beni kasırga üzere içine aldı. Kayıt stüdyolarına, sahneye alışmak ve dünyayı dolaşmak için çok şey öğrenmem, çok çalışmam gerekti.
Bu hayatla ilgili hiçbir pişmanlığım yok zira bu, benim için hâlâ gerçek bir peri masalı.
Fransız müzisyen Charles Aznavour 94’üncü doğum gününde “Bütün hayatım kendime karşı bir zaferdi” demişti. Siz, hayatınızı tek bir cümleyle özetleyecek olsanız,
ne derdiniz?
Bu 60 yıllık mesleği “Dünyanın dört bir yanında bu kadar çok sevgi görmek” olarak özetleyebilirim.
Paylaşım, dostluk, barış…
Zorluklarla dolu bir çocukluk geçirdiniz, milyonlarca insanın kalbini fetheden bir sanatçı oldunuz. Hayatınızda değerli gördüğünüz kıymetlerden bahsedebilir misiniz?
Avignon’da 13 kardeşimle birlikte ebeveynimin sevgisiyle büyüdüm. Ailem paylaşmanın pahasını öğretti. Ahşap barakalarda yaşıyorduk ve lakin 1960’ların başında bir banyomuz oldu. Mesleğim sayesinde dünyayı dolaştım. Ve ebeveynimin aşıladığı sevgi ve pahalar sayesinde ayaklarım daima yere bastı.
Son turneniz devam ediyor. Müziği bırakma kararı mı aldınız?
60 yıllık mesleğimi kutlayan turnenin ismi ‘60 Yıl Aşk’. Turne 2024 Şubat ayında Kanada’da başladı, 2026’da da devam edecek. Sahneyi bırakma kararı almadım, fakat büyük memleketler arası turneler yerine farklı ülkelerde tek konserler vermeye devam edeceğim.
Sizce Fransız müziklerinin (şansonlar) milyonlarca insanı etkilemesinin sırrı nedir?
Fransızca çok özel bir lisan. Dünyanın, diplomasi lisanı olan Fransızcaya hassas olduğunu düşünüyorum zira sözlerin manası, tonlamalarıyla birlikte çok derin.
Kariyeriniz boyunca en hoş aşk müziklerine hayat verdiniz. Aşk sizin için ne tabir ediyor?
Aşk Fransızcanın en hoş sözü ve tüm dünya bu kelimeyi biliyor. Müziklerimde aşk her vakit vardı zira aşktan daha hoş bir şey yok. Aşk, paylaşım, dostluk, his ve barışın eşanlamlısı.
‘Günde en az 8 saat uyumak sesim için gerekli’
Zamana meydan okumayı nasıl başardınız?
Sürekli idman yapan bir sportmen yahut dansçı üzere her gün vokal çalışmalarımı yapıyorum. Ayrıyeten güzel bir ömür üslubum var. Günde en az 8 saat uyumak sesim için gerekli. Buharda pişmiş yemekleri tercih ettiğim bir beslenme tertibim var.
Günleriniz nasıl geçiyor?
Hayatım müzikle geçiyor ancak elbette aileme de vakit ayırıyorum. Sabahları vokal çalışmalarımı yapıyorum. Evcimen bir üretim var lakin bazen alışveriş yapmayı ya da restorana gitmeyi seviyorum. ‘Dario Moreno ve Tarkan’
Güncel müziği takip edebiliyor musunuz?
Çok çeşitli bir müzik zevkim var. ABBA, Queen, Tom Jones üzere kümeleri ve sanatkarları, Charles Aznavour, Jacques Brel, Dalida üzere Fransız sanatkarları ve Christophe Maé, Vianney, Patrick Fiori üzere yeni jenerasyonu seviyorum.
Türk sanatkarlar ortasında beğendiğiniz biri var mı?
Fransa’da büyük bir meslek yapmış olan Türkiyeli Dario Moreno’yu ‘Mançalı Adam’ müzikalinde izlemek unutulmaz bir tecrübeydi. Dünyaca ünlü ‘Şımarık‘ (Kiss Kiss) müziğiyle tanınan Tarkan’ı da çok beğeniyorum.
