Eski menajerinden İbrahim Tatlıses’e ‘tehdit’ iddiasıyla suç duyurusu
İbrahim Tatlıses’in İzmir’de yaşayan eski menajeri Şule Müellif (45), adliyeye giderek müzikçi hakkında, kendisine ‘tehditte bulunduğu, hakaret ettiği, mobbing ve ruhsal şiddet uyguladığı’ argümanıyla hata duyurusunda bulundu.
Şikayetinin akabinde olayla ilgili açıklamalarda bulunan Şule Müellif, “Olayın buraya gelmesini istemezdim. 2 çocuk annesiyim. Eşim ve çocuklarımı korumak ve bana yapılanları kayıt altına aldırmak ismine mecburen bu olay yaşandı. Avukatımla birlikte dilekçe vermek zorunda kaldık. Hamileliğimin öncesinde başlayan bir süreç bu. Çeşitli baskılar, telefonda bağırmalar üzere süreçler yaşadım. 8 ay boyunca ‘şiddeti azalır, yapılan yanlışlıkların farkına varılır’ diye bekledim ancak tam karşıtı, artarak devam etti. Hiçbir halde karşıma gelip konuşma, hesap sorulma, açıklama isteme üzere bir durum olmadı. Karşımda muhatap bulamadım. Bana getirilen tehditleri, lafları, üzerime yapıştırılmaya çalışılan hataları, ardımdan konuşulanları kabul etmedim. Artık olayı yargıya intikal ettirme gereği duyduk. Üstü kapalı tehditler aldık. Bunu ne kadar yapar, gerçekleştirir bilemeyiz. Tahminen kızgınlıkla söylenen sözlerdir lakin gerçekleşebileceği ihtimali üzerinde durduk. Şahitler, kanıtlar ve ispatlarla ilerliyoruz” diye konuştu.
“Psikolojim kaldıracak durumda değil”
Üzerine atılı çeşitli hataların bulunduğunu öne süren Müellif, şunları kaydetti:
“Aileme küfürlü konuşmalar da mevcut. Artık psikolojim kaldıracak durumda değil. Çöküntü yaşamaktayım. Bu olaylar yüzünden 4 buçuk ayda sütten kesildim. Yargıda karşılığının olması gerektiğini düşünüyorum.”
“Sunacağımız öteki kanıtlar de olacak”
Şikayet hakkında bilgi veren Avukat Serkan Onukar da “Muhatabımız yıllardır Türk halkının sevgisini kazanmış, sanatıyla ve bugüne kadar yaptıklarıyla her vakit gündemde olmuş bir isim. Bu noktaya gelmiş olmaktan dolayı hakikaten keder duyuyoruz. Bir müddettir bu husus gündemimizdeydi. Şule Hanım çok sabretti. İbrahim Bey’in geçen bu mühlet zarfında bu aksiyon ve telaffuzlarından vazgeçeceğini düşündü. Fakat bu süreçte bunlar daha büyük boyutlara ulaştı. Şikayette bulunmak artık son dermanımız oldu. Biz dilekçemizde hayli hassas davranmaya çalıştık. Kullandığımız sözleri, ileri sürdüğümüz savlarımızı, şahitlerimizi, kanıtlarımızı son derece ince eleyip sık dokuduk. Birtakım konuların da savcılık tarafından araştırılması gerekiyor. Tahkikat muhakkak bir vakit alacaktır. Sunacağımız öteki kanıtlar de olacak. Türk yargısına güveniyoruz. İnancımız sonsuz. Gönlümüzden geçen bu işin sulh ve selametle sonuçlanması. Sürecin takipçisi olacağız” açıklamalarına yer verdi.
