UEFA Avrupa Ligi’nin 7’nci haftasında Fenerbahçe ile Lyon karşı karşıya geldi. Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu’nda saat 20.45’te başlayan çabada İtalya Futbol Federasyonu’ndan Simone Sozza düdük çaldı. Simone Sozza’nın yardımcılıklarını Alberto Tegoni ve Giorgio Peretti üstlendi.

Mücadelenin birinci 20 dakikasında rakip kaleye baskı kuran taraf Fenerbahçe olsa da gol sesi çıkmadı. Fenerbahçe, 35’inci dakikada Fred ile gol aradı. Ceza yayı içerisinde topla buluşan Fred’in sert şutunda top az farkla üstten auta çıktı. 44’üncü dakikada Fenerbahçe bir kere daha gole yaklaştı. Savunmadan atılan uzun topta rakip savunmadan seken topa hareketlenen En Nesyri, ceza alanı içi sol çaprazından yaptığı vuruşla meşin yuvarlağı yandan dışarı gönderdi. 45+5’inci dakikada Moussa Niakhate, İrfan Can Kahveci’ye yaptığı faulün akabinde direkt olarak kırmızı kart gördü. VAR ikazının akabinde durumu izleyen hakem Simone Sozza, kararını sarı kart olarak değiştirdi. Maçın birinci yarısı 0-0 beraberlikle sona erdi.

EN-NESYRİ’NİN GOLÜ İPTAL EDİLDİ

55’inci dakikada Fenerbahçe’nin En Nesyri ile bulduğu gol, elle temas sebebiyle geçerlilik kazanmadı. 62’nci dakikada Lyon Lacazette ile gole yaklaştı. Ceza alanı içinde topla buluşan Lacazette’in yakın aradan kaleye göndermek istediği topu kaleci İrfan Can Eğribayat kornere gönderdi. İki grup kalan dakikalarda da gol bulamadı ve maç 0-0 eşitlikle sona erdi.

DIEGO CARLOS VE MILAN SKRINIAR MAÇI TRİBÜNDEN TAKİP ETTİ

Fenerbahçe’nin İngiltere Premier Lig takımı Aston Villa’dan takımına kattığı 31 yaşındaki stoper Diego Carlos, Fenerbahçe – Lyon maçını tribünden takip etti. Sarı-lacivertli grubun prensip mutabakatına vardığı 29 yaşındaki stoper Milan Skriniar da çabayı stadyumdan izledi.

Sarı-lacivertli grubun Lyon ile berabere kaldığı maçı Hürriyet müellifi Uğur Meleke, köşe yazısında kıymetlendirdi. İşte Meleke’nin yazısı…

Uğur Meleke – Tek kazanım Yusuf Akçiçek

Avrupa’da tahminen de dönemin en kritik haftasını yaşadık. Bu hafta üç temsilcimiz de iç alanda idi, son maçlarda hepsi dışarıdalar. Ve hepsi için çok hayati bir hafta idi bu.

Galatasaray şayet içeride Dinamo Kiev’i yenseydi, 3-1 öne geçtikten sonra oyunu soğutup skoru koruyabilseydi, büyük bir ihtimalle birinci 8 biletini cebine koymuş olacaktı. Sarı kırmızılılar tahminen de dönemin en üzücü kaybını yaptılar salı gecesi. Solksjaer’li Beşiktaş, Bilbao’ya karşı şahane bir oyunla çok değerli bir galibiyet aldı. Perşembe gecesi Enschede deplasmanında 1 puanın Beşiktaş’a play-off çeşidi bileti için kâfi olacağını umut ediyorum. Dün gece de Fenerbahçe çıktı Kadıköy’de çok değerli bir maça. Mourinho, son dört karşılaşmada (Hatay, Kasımpaşa, Konya ve Adana önünde) ekibini çift santrforla 3-4-1-2 oynatmıştı. Dün Lyon’a karşı bir taktik değişiklik yaptı ve 3-4-2-1’e döndü.

Savunma tekrar üçlüydü, Samuel sağ, Szymanski sol kanat bek olarak vazife yaptılar. Lakin bu kere Nesyri tek santrfordu, gerisinde bir ikili, Tadic-İrfan Kahveci başladılar. Bu diziliş aslında birinci bir saatte çok güçlü olmasa da kıvılcımlar yarattı. Nesyri’nin iptal olan bir golü var. İki Lyonlu’nun atılma riski yaşadığı anlar oldu, Niakhate’nin kırmızısı VAR’dan döndü. Kumbedi de sarı ile ucuz kurtuldu. Lakin 60’tan sonra Fenerbahçe fizikî olarak Lyon’un gücüne yanıt verememeye başladı. Lyon hocası Sage’nin müdahaleleri grubunu canlandırırken, Mourinho’nun değişiklikleri olumlu bir tesir yaratmadı alanda. Ve bir puana razı oldu temsilcimiz.

İKİ DEĞERLİ DERS

Dünkü maçtan Fenerbahçe’nin çıkarabileceği iki ders vardı bence:

1- Sarı lacivertlilerin transferde iki stoper alması yanlışsız karar. Çağlar teğe birde tesirli lakin durum almada çağ dışı. Daima geri kaçıyor ve grup uzunluğunu uzatıyor. Djiku yeni yıla çok ağır başladı. Genç Yusuf’sa dün en güzeliydi Fenerbahçe’nin.

2- Mourinho yeni yılda uygulamaya başladığı 3-4-1-2 formasyonunda sanırım ısrar edecektir. Ancak bu formasyon alanda Dzeko varken ve ilişkiyi sağlarken işe yarıyor. Dzeko alanda olmadığında akışkanlık kısıtlanıyor.